SUİKAST

Kuşkusuz edebiyatın taşıdığı evrensel misyon insanoğlunun iç dünyasını ve derin duygularını yansıtmak veya yansıtmaya çalışmaktır. Nitekim çoğu zaman sanat toplum için ortaya konur ve toplumsal bir amaç güder. Elinizdeki bu edebî eserin taşıdığı önem ve fayda da duygu yoğunluğu içeren belgesel nitelikte olan tarihî bir olayın canlandırılmasından ileri gelmektedir.
Bir sanat eserinin eleştirisi veya değerlendirilmesi modern eleştiri kurallarına göre nesnel olmalıdır. Ancak yazılan çizilen ve yaşatılan duyguların toplum üzerinde bırakacağı etki ve tetikleyeceği duyguların ölçüsü söz konusu olunca eserin ne kadar önem arz ettiği o zaman anlaşılır. Diğer bir ifadeyle toplum burada bir kıstas olarak kabul edilir. Zira sanat eserinin değeri bilimsellikten çok toplumun vereceği karar ve göstereceği kabul ölçüsünde değerlendirilir.
Teknik açıdan yazarımızın eseri, küçük bir romanı andıran bir hikâye niteliğindedir. Eserde; olayların sürükleyici örgüsü ile karanlık ortamlarda düşündürücü fikirler ortaya atılması ve ek olarak nazik geri dönüşler yapılarak fikir ve duygular başarılı bir şekilde ortaya çıkarılmıştır. Her ne kadar sanat toplum içindir desek de sanatın sanat için yapıldığının gereği olarak üslup ön plana çıkar. Necmettin Bayraktar; bu eserinde bazen normal okuyucunun toparlamasının zor olabileceği ağırbaşlı, bir o kadar da güzel ve sanatsal bir üslup kullanmıştır. Ayrıca bazen dolaylı bir şekilde insanları eylemin içine almakta ve onları duyguya ortak etmektir. Tüm göstergeler olsa olsa yazarın kaliteli bir eser ortaya koyduğunun bir göstergesidir. Son olarak güzel ve sanatsal bir çalışmanın değerlendirilmesi de elbette bir o kadar güzel olsa gerekir.

Doç. Dr. Goran İLHANLI

Yorum Yap